Sahte belgelerle iftira atmaya çalışan Yavaş’a Önder Erdoğan’dan tepki: Sahte avukat
14 Mayıs seçimlerinde oy sayımları devam ederken ‘Kazandık’ saçmalığıyla seçmeni kandırmaya çalışan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AK Parti hükümetinin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ve yandaşlarını serbest bırakmaya çalıştığını iddia etti. geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda geçersiz belgelerle üç kez yönetici oldu. . Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı Dezenformasyon Çaba Merkezi, Yavaş’ın konuşmasını ortaya çıkarırken, konuşma konusu konuşmaya Cumhurbaşkanı Erdoğan da tepki gösterdi.
Başkan Yardımcılığı hayaliyle Türkiye’nin başkenti Ankara’yı kandıran Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, her geçen gün bu saçmalıklara batıyor.
14 Mayıs seçimlerinde ‘Kazanıyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu 13. Cumhurbaşkanımız ve seçmene böbürlendi. Bununla da yetinmeyen Yavaş, katıldığı bir canlı yayında elindeki uydurma belgeleri göstererek, AK Parti hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003 yıllarında terör lideri Apo ve liderlerini serbest bırakmaya çalıştığı iftirasını ortaya attı. , 2006 ve 2013.
“MİLLETİ ALDATMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı Dezenformasyon Merkezi, Yavaş’ın saçmalıklarını geçersiz belgelerle ifşa ederken, TRT’deki özel yayına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun peşine düştüklerinde akıl ve iz bırakmadığını söyleyen Erdoğan, “Yalan söyleme alışkanlığını herkese bulaştırdı. Hem yalancı hem cahildirler. Asılsız tezlerle siyaseti kirletmeye çalışıyorlar. Güya 2003, 2006 ve 2013’te AK Parti terörü af için girişimlerde bulundu. Bu bir kelime olabilir mi? Nitekim bu kişinin tasarıyı imzaladığını iddia ettiği Abdullah Gül, Mehmet Ali Şahin gibi kişiler o dönemde Bakanlar Kurulu üyesi değillerdi. 2003 yılında bahsettiği ‘Toplumla Bütünleştirme Yasası’ kapsamında terör örgütüne üye olan ve herhangi bir suça bulaşmamış kişilerin teslim edilmesi ve örgütün tasfiyesini sağlamak amacıyla yapılmıştır. Ayrıca ilk defa çıkarılan bir kanunda da yoktur. Geçmişte 1985’ten 2003’e revize edildi. Bunun aslında bir son tarihi var, özellikle Milli Güvenlik Kurulu’ndan. Bu kişi ekranda gösterdiği kanunun içeriğinden bile haberi yok. Bu sahte bir avukat. Kanunda ‘Terör örgütünü yönetenler ve yönetenler bu kanundan yararlanamaz’ diye net bir ifade var. Bu saçmalıkları söyleyenler, Öcalan’ın bu yasadan yararlanamayacağını bilmiyor. Çünkü teröristin başı TCK’nın 125’inci maddesinden hüküm giymişti. AK Parti döneminde hiçbir şekilde teröristin kafasının cezaevinden çıkarılmasına yönelik bir düzenleme yapılmadı. Bu tam bir saçmalık. İddia ettikleri gibi, böyle bir düzenleme muhalefet partilerinin itirazlarıyla metinden çıkarılmadı. Her şeye rağmen milleti kandırmaya çalışıyorlar. İnlerinde imha ettiğimiz teröristlere terör örgütlerine karşı tavrımızı sorsunlar. Terörle mücadele tarihimizde yeni bir kavram geliştirdik. PKK ve terör örgütleriyle iş birliği yapanlar saçma sapan itibar kazanmaya çalışıyor. Çok şükür defterimiz çok temiz ve buradan onlara ekmek yok.”
“HALKIMI YALAN VE DOLANDIRMA İLE KARAR VERMEYE ÇALIŞIYORLAR”
14 Mayıs seçimlerinden önce Öcalan’ı serbest bırakacağım diyenlerin 28 Mayıs seçimlerinde milliyetçi bir tavır sergilediklerini vurgulayan Erdoğan, “Halkımı saçmalıklarla, aldatmacalarla kandıracaklarını sanıyorlar. Kalkıp terörist başının önünü açacak bir durum olsaydı 15-20 yılda çok farklı adımlar atabilirdik. İşlemlerimiz belli. Kendileri böyle bir adım attılar mı? Terör örgütleriyle omuz omuza olan Kemal Bey değil mi? Şu anda terör örgütünün uzantılarıyla mecliste görüşen Kılıçdaroğlu değil mi? Onlarla omuz omuza yürüyeceksiniz, bebek katili Selo’yu ortaya çıkaracağız diyeceksiniz, sonra inkar edeceksiniz.”
“SANDIĞININ SONUÇLARI KİMYASINI GETİRDİ”
14 Mayıs seçimlerinde oy sayımına devam edilirken ‘Kazandık, 13. Cumhurbaşkanımız Kılıçdaoroğlu’ sözüne tepki gösteren Erdoğan, “14 Mayıs gecesi yaşananlar tamamen utanç verici. Bunlar siyasi şahsiyet örnekleri olarak tarihimizde yerini almıştır. Vatandaşların gözlerinin içine bakarak Genel Başkanları gibi böbürlendiler. Ellerindeki verilere rağmen bunu yaptılar. Sahip oldukları bilgiler yanlış. CHP yöneticileri işin içine girerse, saçmalık içinde olur, hile içinde olur. O gece sandıktan çıkan sonuçlar CHP yöneticilerinin kimyasını bozdu. Paniklediler ve ne yapacaklarını şaşırdılar. Kaybettiklerini gördüler, saçmalığa çabuk kapıldılar. Üslerini bir şeyle ikna etmeleri gerekiyordu. Anadolu Ajansı’nı asılsız tezlerle suçluyorlar. CHP’de kaybetmenin bahaneleri çok ama kendilerinde bir kusur bulamıyorlar. Seçim sonuçlarını bile doğru düzgün anlatamayanların ülke yönetmesi mümkün mü? söz konusu.